Lale Devri Ve Patrona Halil İsyanı
Osmanlı Devleti tarihini araştırdığımız zaman karşımıza kritik bir dönem olarak karşımıza çıkan Lale Devri, sonraki süreçlere da etki eden tarihi bir dönem olarak ön plana çıkmaktadır. Patrona Halil isyanı da Osmanlı Devleti’nin kritik olayları arasında yer almaktadır. Tam 12 yıl kadar süren Lale Devri’nin 1718 yılında imzalanan Pasarofça Anlaşmasıyla başladığı bilinmektedir. Bu anlaşmadan sonra ortaya çıkan Patrona Halil İsyanı ise Lale Devri’ni sona erdiren olay olarak karşımıza çıkmaktadır.
Genel olarak Osmanlıda bir yenileşme dönemi olarak karşımıza çıkan Lale devri aynı zamanda eğlencenin de hakim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde pek çok yenilik ortaya çıktığı gibi Osmanlı Devleti ile Batı arasında da ilişkiler gelişmiştir. Bir de Lale Devri döneminin aynı zamanda yenilik hareketlerinin hız kazandığı bir dönem olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Bu durum Lale Devri’nin önemli bir özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Lale Devri Yenilikleri Nelerdir?
Lale Devri pek çok yeniliğin karşımıza çıktığı bir dönem olarak dikkatleri üzerine çekmektedir. Bu dönemde Said Efendi’yle İbrahim Müteferrika Osmanlı Devleti’nde ilk matbaayı açmışlardır. Avrupa’da matbaa getiren bu iki tarihi şahsiyet, Osmanlının yenileşme sürecine önemli katkılarda bulunmuştur. Lale Devri aynı zamanda pek çok farklı önemli gelişmenin karşımıza çıktığı bir dönemdir. Bu noktada ilk kez çiçek hastalığının tedavisi amacıyla aşı uygulaması da Lale Devri döneminde yapılmıştır.
Lale Devri kurumsal anlamda da pek çok farklı önemli gelişmenin meydana geldiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. İstanbul’da Tulumbacılar adında itfaiye ocağı oluşturarak; yangılara müdahale oluşturmak noktasında yeni bir kuruluş oluşturulmuştur. Yine Lale Devri döneminde Çini atölyeleriyle kağıt fabrikası da açılmıştır. Tüm bu gelişmelerin tamamı Patrona Halil İsyanı neticesinde sona ermiş bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Patrona Halil İsyanı Neden Ortaya Çıktı?
Lale Devri döneminde Sadrazam olarak görev yapan Damat İbrahim Paşa’nın da katkılarıyla bir barış rüzgarı estirilmiştir. Bu durum yeniçeri sayısının artış göstermemesine neden oluyordu. Bir de bu dönemdeki lüks yaşantı birtakım kitlelerin tepkisine neden oluyordur. 28 Eylül 1730 yılı itibariyle Patrona Halil öncülüğünde bir isyan çıkmıştır. Bu isyan sonucunda Sadrazam Damat İbrahim Paşa idam edilmiş ve III. Ahmet de tahttan indirilmiştir.